Huzurlu ve guzel bir uykunun ardindan zor bir karar bizi bekliyor. Daha dun geceki sarabin bas agrisini tam atamamisken ustumuzden, yagmur bulutlari toplanmaya basliyor tepemizde. Burada bir gece daha kalma karari alabiliriz ve yagmurlu gunu gecistirip yola ertesi gun devam edebiliriz veya, yagmur baslamadan toprak parkuru asip Cesmeye gitmek uzere yola cikabiliriz... Kahvaltida bir beyin firtinasi kopariyoruz ve sasirtici bir hizla toplanip motorlari yuklemis olarak buluyoruz kendimizi. Hedef Cesme.
Gec kahvaltimizi yaparken R1200GS'li bir abi cay icmek icin bize katiliyor. Fethiye'ye surecegini ama bugun hava durumu agir yagis gosterdiginden 1 gun daha cundada bekleleyecegini soyluyor. Bir ona bakiyoruz, bir kendi motorlarimiza, bir daha ona bakiyoruz. Sonra birbirimize bakip gelirken zorlandigimiz kumsalin islak halini gozumuzde canlandiriyoruz. Akabinda hizli-sakin bir sekilde hazirlanip yola cikiyoruz.
Bu abi yagmur yagacak diye r1200GS'le yola cikmadi. Yayalim :) |
Devil is in the details. |
Bizim cocuklar gundogumunun tadini cikartiyorlar. |
AA:
Yollar pek guzel degil, yagmur var ve ozellikle Aliaga gibi sanayi bolgelerinden gecerken bir de yogun bir kamyon trafigi ekleniyor ustune... Her nekadar benim icin bir sorun olmasada yagan yagmurun degisik kimyasi damlaciklarin vizorden kaymasini engelliyor sanki, sonunda Cagri mola istiyor ve uygun bir mekanda duruyoruz. Birer gozleme yiyoruz burada cay esliginde ve kalacagimiz oteli ayarliyoruz.
KH:
Yok arkadas. Bu bildigimiz yagmur degil. Buraya gelinceye kadar yedigim yagmurlara benzemiyor en azindan. Bir elimle surekli vizoru silmem gerekiyor, meret kayip gitmiyor. Neyse ki Anil'da kislik eldiven varmis da biraz olsun dayaniliyor. Henuz bilmedigim sey, bu gunku parkurdan hatirda kalacak seyin siddetli yagmur degil delirtici ruzgar olacagi.
AA:
Su bardaginda sicak bir cay ve patatesli gozleme enerjimizi yeniden kazanmamizi sagliyor. |
Vakitlice otele yerlesiyoruz ve hemen kendimizi Kumrucu Sevki'ye atiyoruz. Karnimizda tok artik, bir sahil yuruyusu, kahve, cay, muhabbet derken gunu bitiriyoruz zor gecen bu etabin ardindan.
Izmir'i cevre yolundan gecip Cesme'ye otobandan gitmeye karar veriyoruz. Yol boyu beni bi saga bi sola savuran ruzgar Cesme'ye yaklastikca dayanilmaz bir hal aliyor. Yamaha'nin naked olusu yagmur ve siddetli ruzgarda beni cok yoruyor. Yani ruzgar oyle siddetli ki, yolculugun gecesinde yattigim yerde sallanmaya devam ediyorum sabaha kadar. Namuzsuz tek taraftan da esmiyor, yatsam icine dogru da gitsem. Bir sagdan bir soldan. Anil hatirlatiyor; "abi bosuna wind surf icin Dunya'daki sayili yerlerden biri olarak gosterilmiyor burasi'. Lanet edip hak veriyorum. Sadece sIkIntI ve yorgunluk yok tabi, eglence de var bu yolda… Meshur Cesme otobanina cikilip birazcik gazi sIkmamak olmaz. Yamaha'nin yuklu olusu biraz zevkimi baltaliyor ama yine de ozellikle yaris makineleri icin sahane bir yol, ismini ve ununu hak ediyor.
Iste yorulmanin karsiliginda kazanilan manzara. "Ulan ucakla gideydin ya, manzara ayni" diyen arkadaslara "kazanilmis mutluluk" kavramini anlatmakla zaman kaybetmeyip Allah'a havale ediyorum. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder