11 Mayıs 2013 Cumartesi

2.Gün: Sene 2013 aylardan Mayis günlerden Cumartesi 11'i


2.Gun parkurunun haritasi.
Bodrum'da tekrar bulusmak uzere Ozer Amca ve Cigdem Teyze ile vedalasip Motolab'a geciyoruz:


AA:
Aynen bir gece önce planlandigi gibi zincirler yaglanmis, lastik havalari kontrol edilmis olarak Motolab'dan ayriliyoruz. Sevdicegim Inci de yanimizda ve bizi ugurluyor. Motomax magazasina kisa bir ziyaterin ve son eksiklerin tamamlanmasinin ardindan . Ikinci köprü yolundan avrupa yakasina geçip sehri terketmemiz yaklasik 1.5 saat aliyor ve kafa kameralari, Gps, Midland Intercom ve bilimum teknolojik cihazin asistanliginda terk-i sehir eyliyoruz. Ilk hedefimiz Tekirdag'da Köfte. En nihayetinde çok acikmis olarak variyoruz ve yiyoruz. Sonradan baya ilerleme kaydetmis olacak olsak da, molalarin sonunda tüm pili pirti toplamak için kafadan yarim saat harciyoruz.

Tekirdag'a vardigimizda, yol boyunca hayalimizde olan koftelere yumuluyoruz:



KH koftelere saldirmadan once. 


Meshur dondurmali peynir helvasi. Ancak bu kadarini fotograflayabildim, cabuk tukeniyor meret.
KH:
Istanbul'un trafiginden kurtulduktan sonra gazi acip guzel havanin tadini cikartiyoruz. Yolumuzu daha once cok methini duydugum Ucmakdere'den gecirmek istiyoruz. Vardigimizda, planlama asamasinda hic aklima gelmeyen bir manzara karsiliyor bizi; offroad... Ilk defa asfaltin disina cikiyorum. Yamaha'yi daha asfalt bitmeden parkin girisinde yatirmanin getirdigi rahatlamayla daliyoruz iceri. Anil'dan hayati birkac ipucu aldiktan sonra motorla savasmamayi ogreniyorum. (Ipuclarinin bir ozetini asagidaki videoda Anil bana intercom'dan anlatirken duyabilirsiniz.) Muhtesem bir duygu bu. Ah be kardesim altimizda keske enduro makineler olsaydi!

AA:
Uçmakdere milli parkindayiz, yol toprak ve zorlu. Iki asfalt motoru ve sürücüleri büyük bir sinavdan geçiyor gibi. Basarili bir sekilde atliyoruz, çekimler yapiyoruz.


Zorlu etabin sonunda bir çay molasi veriyoruz lokal bir Mocamp'ta. Burada Albay Alper abi ile tanisiyoruz, siyah bir Transalp'i var, alman bir esi var ve bize emekli olunca Almanya'ya yerlesme planindan bahsediyor. Molanin çikisinda  toprak zeminde kayiyor ve düsüyor Alper Albay, ayagini biraz incitiyor lakin gidecegi yere kadar Çagri ile anlasip aramiza aliyoruz onu, yaklasik 15 km.

Alper Albay'la Mocamp'da. Cocuklar sagda manzaranin onunde dinlenmede.

Butun gezimizin en guzel surus gunlerinden birinin, bana kalirsa en guzel montaji:


KH:
Sarkoy'e kadar 3 motor devam ediyoruz. Gelibolu'da son dakikada feribotu yakalayip Lapseki'ye geciyoruz. Canakkale'ye varisimiz 21:30u buluyor. Yorgun ama mutluyuz. Yolculugumuzun ilk ayagini birer birayla kutluyoruz.

Gelibolu'dan Lapseki'ye feribotla geciyoruz.
AA:
Lapsekiye giden feribota binen son araçlar olarak bogazi geçiyoruz. Çanakkale'ye hosgeldiniz diyor, bizi iki gece burada krallar gibi agilayacak olan Özgün Öktem. Birer bira içiyoruz barinda ve bize açtigi evinde derin ama biraz rahatsiz bir uykuya birakiyoruz kendimizi.


1 yorum:

  1. GeNÇLeR TaKıLDıM SiZe... HaRiKaSıNıZ ;-) Anlatımlar, fotoğraf ve videolarla Turkuvazın anaforundayım.

    YanıtlaSil